Kendinle kuracağın bu diyalog seni, çözüme ulaşman için enteresan bir yolculuğa çıkartacak.
Günlük hayatında yaşadığın bir sıkıntınla konuşma imkanın olsaydı sana neler söylerdi?
The Center for Mind Body Medicine adlı kurumdan aldığım en son eğitimde deneyimlediğim ve bana farklı bir o kadar da ilginç gelen bu deneyimden cebime doldurduklarımı paylaşmak istedim.
Okumak üzere olduğunuz bu yazı, John Travis ve Regina Sara Ryan’ın ‘The Wellness Workbook’ kitabında yer alan, Dr. James Gordon ve ekibinin uyarladığı, günlük hayatınızda yaşadığınız bir belirti, problem ya da sorun ile diyalog kurmanız üzerine yaratıcı bir egzersizin nasıl yapılacağı hakkında.
İlim ilim bilmektir. İlim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır. Yunus Emre
Peki, ilk olarak ‘Neden bu egzersizi uygulamak bize fayda sağlasın?’ konusunu konuşalım.
Kendini Tanımak ve İç Bilgelik Farkındalığının Güçlenmesi
Her şeyden önce kendimizi bilmek etrafımızla kurduğumuz bağların güçlenmesinde ve anlamlanmasında büyük rol oynar. Toplum içinde yaşayan bir varlık olduğumuz için günlük hayatımızda içinde bulunduğumuz ilişkilerin kalitesini arttırmak adına önce kendimizi iyi bilmemiz gerekir. İç bilgeliğin farkındalığının güçlenmesinin öneminin her ortamda karşımıza çıktığı bu günlerde, bu farkındalığın artması yönünde yapılacak her egzersiz kendimize ve çevremizdekilerle geliştireceğimiz ilişkilerimize fayda sağlayacaktır. İçe dönüş yolculuğunda yapılacak her egzersizin hem bir üst, hem alt nesilleri etkilediğini düşünecek olursak neden ‘Biz değişirsek dünyanın değişeceği’ fikri ile geleceğe doğru daha umut dolu sağlam adımlar atmayalım ki?
Bilinçaltı Bilgilere Ulaşmak
Bu çalışmanın diğer amacı ise, bir sorun veya belirti hakkında bilinçaltı bilgilere erişmeye yardımcı olmak. Her hastalığın altında yatan psikolojik ve fizyolojik nedenler olduğu artık bilim tarafından da kabul edilmekte. Genlerimiz yoluyla bize aktarılan yanlış hastalık kodlamalarının ve negatif enerji bağlarının günlük hayatımızda bedenimizde fiziksel şikayet olarak ortaya çıkması durumuyla sık sık karşılaşıyoruz. Bu bilinçaltı bilgiler aynı zamanda fizyolojik sorun olarak ortaya çıktığı gibi duygudurumlarımızda da tutarsızlık yaratarak günlük hayatımızda zorlanmamıza, psikolojik açıdan kendimizi dingin ve mutlu hissedemememize neden olabiliyorlar.
Egzersiz için Hazırlık
Bu alıştırmada, sanki karşınızda oturan başka biriymiş gibi belirli bir konu, problem veya semptomla yaklaşık yedi ile on dakika arasında bir sürede diyalog kuracaksınız. Bir kalem ve kağıt alabilirsiniz ya da daha akıcı olacağını düşünüyorsanız benim gibi bilgisayarınızda temiz bir sayfa açabilirsiniz. Seçmiş olacağınız semptom, problem ya da konu her ne ise, onun da bize onun açısından neler olup bittiğine, belki de neden var olduğuna dair söyleyecek bir şeyleri vardır. Çoğu zaman problemin kendisi çözümünü de içinde barındırır ve çok büyük problem olarak görünen şeyler özünde o soruna ya da hastalığa yüklediğimiz anlamlardır. Bu yöntem onu çözmenin bir yolunu bulmamıza da yardımcı olabilir.
Çalışma sırasında istenen; belirtilmiş sürede, olabilen en hızlı şekilde, serbest çağrışım yapar gibi diyebiliriz, soru cevap şeklinde ilerlemeniz. Sanki bir filmin senaryosunu okuyormuş gibi ‘Sorun' ve ‘Ben’ şeklinde satır satır yazmanız gerekmekte. İster baş harf kullanın, ister tire kullanın ya da soruna komik bir isim takın.. Zamanla kendi yönteminizi geliştirdiğinizde bu aktiviteden maksimum verimi sağladığınızı, problem olarak gördüğünüz bir şeyin aslında başka bir konu olduğunu, hatta bazen görece komik cevaplar aldığınızı bile göreceksiniz.
Haydi Başlayalım
Bulunduğunuz yerde rahat bir şekilde oturun, burnunuzdan derin nefes alın ve verin, gevşeyin. İsterseniz gözlerini kapatabilirsiniz. Bırakın bir sorun, problem ya da semptom size gelsin... Ne gelirse onu alın. Bilinçaltı, keşfetmemiz gerekenleri bizden daha iyi bilir.
Bu fiziksel bir şey olabilir... "Burada bir ağrım var" veya "Bir hastalığım var ve bunun neyle ilgili olduğunu merak ediyorum.”
Duygusal bir şey olabilir... Sahip olduğunuz bir endişe, biriyle bir çatışma, bir üzüntü veya öfke hissi veya gerçekten anlamadığınız bir endişe olabilir.
Hayatınızda karar vermeniz gereken bir şey olabilir... “Hayatımda ne tür değişiklikler yapmam gerekiyor?” veya "Gerçekten ne tür bir iş yapmalıyım?” benzeri sorular olabilir.
Cevap size geldiğinde gözlerinizi açın, sürenizi başlatın ve kendinizle sorununuz veya endişeniz arasındaki diyaloğu yazmaya başlayın.
Ne yazdığınızı analiz etmeden olabildiğince hızlı yazmaya çalışın. Genelde yazdığınız ilk düşünceler, en iyi sonuçlara ulaşmanızı sağlar. Sadece diyaloğun gelişmesine izin verin.
Soruna veya belirtiye sorularınızı sorabilir, o yanıtladıkça devam edebilir veya yeni sorular sorabilirsiniz. Semptomunuzu hafifletmek veya daha iyi anlamak için yapmanız gerekenler hakkında somut tavsiyeler aldığınızdan emin olmanız önemli. Diyaloğun serbestçe akmasına izin verin, ileri geri belirli sorular sorup yanıtlayın. Olabildiğince altından girip üzerinden çıktığınıza emin olun.
Bitirdiğinizde, yazdıklarınızı okumak için birkaç dakikanızı ayırın.
Kendinize Başka Bir Pencereden Bakmak
Çalışma sonrası yazdıklarınızı okumak olaylara daha köklü bakmanıza olanak sağlayacaktır. Sıklıkla aklımda gezen bir laf var,
Olayları oldukları gibi görmeyiz, olduğumuz gibi görürüz.
Kim olduğumuz kadar olaylara nasıl yaklaştığımızın önemini vurgulayan bir cümle. Siz de bu çalışma ile size deve gibi gelen bir sorunun aslında pire kadar küçük olduğunu sadece ona yüklediğiniz anlamın hayatınızdaki izdüşümlerinin etkilerini bedeninizde ve ruhunuzda hissettiğinizi farkına varabilirsiniz. İçsel yolculuğunuza başkaca öğrendiğim tekniklerle de ışık tutmak için gelecek yazılarımı bekleyebilirsiniz.
İyi gelmesi dileğim ve çokça sevgi ile, Ezgi.
Comments